İki kez tebrikler Azerbaycan!
Abdülhamit Bilici | | ||
Anadolu'da yüzlerce yılın testinden geçmiş kardeşliğin, bütün menfi çabalara rağmen kolay sarsılmayacağını da ispatladı. Depremzedelerin sokakta kalmaması için gazeteci Ahmet Tezcan'ın başlattığı "Evim Evindir Van" kampanyasından Türkiye'nin her köşesindeki belediye, okul, şirket ve derneklerin çalışmalarına gösterilen çabalar felaketin acı aynasına yansıyan en tatlı karelerdi.
Depremin büyüklüğü anlaşılır anlaşılmaz Türkiye ile birlikte dünya da harekete geçti. Dışişleri'nden aldığım bilgiye göre, 28 ülke ve 3 uluslararası örgüt yardım gönderme çağrısında bulunmuştu. Almanya'dan Pakistan'a, Mısır'dan İsrail'e, ABD'den Bulgaristan'a birçok ülke isimlerini bu listeye yazdırmıştı. AB, NATO ve BM gibi uluslararası örgütler hemen yardıma hazır olduklarını Ankara'ya iletmişti. Türkiye, hepsine teşekkür ederek, ihtiyaç halinde aramak üzere göndermeyi planladıkları yardımları not etmişti.
Ancak bu listede bir ülke vardı ki, iki açıdan diğerlerinden müstesna yere sahipti. Birincisi, bu ülkenin, diğerleri gibi ihtiyaç olup olmadığını dahi sormadan hazırladığı yardımı göndermiş olmasıydı. Böylece deprem bölgesine yardım gönderen ilk ülke unvanını da kazanan bu alicenap ülke kardeş Azerbaycan'dı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in talimatıyla Acil Durumlar Bakanlığı birkaç saat içinde depremzedelere yardım için 2 uçak malzeme ve 140 kişilik arama kurtarma ekibini Türkiye'ye göndermişti. Bakü'den havalanan uçaklar, taşıdıkları ekipler ve yardım malzemeleriyle deprem günü Van Havaalanı'na indi. İlk uçakta özel kurtarma köpekleri, özel kesme, kaldırma, kırma ve çıkarma aletleri yer alıyordu. Diğerinde ise 2 özel sahra mobil mutfağı, 150 çadır, 2.500 battaniye ve 750 yatak tulumu. Depremin üzerinden 24 saat geçmeden yardım malzemeleri taşıyan bir Azerbaycan uçağı daha geldi. Gece gündüz çalışan Azerbaycan ekipleri bir kadını enkazdan sağ kurtararak yardımlarını taçlandırırken, 20-25 yaralıyı da Bakü'ye götürme kararı aldılar. Aslında bu, tam da Haydar Aliyev'in ilişkilerimizi anlatmak için söylediği 'Bir millet, iki devlet' anlayışının gereğiydi.
Kardeşlik adına gurur veren bu tabloyu daha muhteşem yapan ikinci nokta ise savaş, işgal, iç kargaşa ve ekonomik zorluklarla yola çıkan Azerbaycan'ın bağımsızlığının 20'nci yılını kutladığı bugünlerde başkalarına, hem de en hızlı biçimde yardım edecek güçlü bir konuma gelmesiydi. Gerçekten de her biri bu mevsimde bağımsızlık yıldönümlerini kutlayan Türk cumhuriyetleri, büyük yeraltı ve yerüstü zenginliklerine rağmen ilk yıllarda içinde zoraki yaşadıkları eski sistemin yıkılması ve yerine yeni sistemin konulmasındaki güçlüklerden dolayı karşı karşıya kaldıkları büyük sorunlarla yer etmişlerdi zihinlerde. Bir yandan devlet inşa ederken bir yandan da tahrip edilmiş kimlik inşa etmenin hala bazı zorluklarını yaşasalar da Azerbaycan'ın gönderdiği bu yardım, kardeş cumhuriyetlerin düne göre aldıkları mesafeyi gösteren bir milat gibiydi. En azından benim gözümde sembolik değeri büyük bir adımdı bu. Dün yardım talep eden, iğneden ipliğe her şeye ihtiyaç duyan bu ülkeler, yardım eden, yatırım yapan ülkeler konumuna gelmişti.
Gerçekten de topraklarının yüzde 20'sindeki işgale, 1 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapmasına rağmen Azerbaycan, Kafkasların yükselen yıldızı olmuştu. Güney Kafkaslardaki toplam ekonomik büyüklüğün yüzde 83'ü Azerbaycan'a aitti. Sadece son 8 yılda, milli geliri 3 kat, petrol sektörü 2 kat, devlet bütçesinin gelirleri 9 kat, öz kaynağa dayalı yatırımları 3 kat, dış ticaret hacmi 5,4 kat, stratejik döviz rezervleri 19 kat artmıştı. Hâlâ alması gereken önemli mesafeler vardı ama BM İnsani Gelişmişlik sıralamasında 2005'te 101. sırada iken 67. sıraya yükselmişti.
Değişen çehresiyle yeni Azerbaycan'ı tanımak için Türkiye'de tertip edilen Azerbaycan Haftası etkinlikleri iyi fırsat. 25-28 Ekim tarihlerinde Erzurum, Trabzon, Kars ve Iğdır'da düzenlenecek programlarda iki ülke ilişkileri, süren Ermeni işgali, Azerbaycan dış politikası gibi pek çok konu iki ülke aydınlarınca tartışılacak. Hem gönderdiğin yardımlar hem 20'nci bağımsızlık yılın için tebrikler Azerbaycan!
Depremin büyüklüğü anlaşılır anlaşılmaz Türkiye ile birlikte dünya da harekete geçti. Dışişleri'nden aldığım bilgiye göre, 28 ülke ve 3 uluslararası örgüt yardım gönderme çağrısında bulunmuştu. Almanya'dan Pakistan'a, Mısır'dan İsrail'e, ABD'den Bulgaristan'a birçok ülke isimlerini bu listeye yazdırmıştı. AB, NATO ve BM gibi uluslararası örgütler hemen yardıma hazır olduklarını Ankara'ya iletmişti. Türkiye, hepsine teşekkür ederek, ihtiyaç halinde aramak üzere göndermeyi planladıkları yardımları not etmişti.
Ancak bu listede bir ülke vardı ki, iki açıdan diğerlerinden müstesna yere sahipti. Birincisi, bu ülkenin, diğerleri gibi ihtiyaç olup olmadığını dahi sormadan hazırladığı yardımı göndermiş olmasıydı. Böylece deprem bölgesine yardım gönderen ilk ülke unvanını da kazanan bu alicenap ülke kardeş Azerbaycan'dı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in talimatıyla Acil Durumlar Bakanlığı birkaç saat içinde depremzedelere yardım için 2 uçak malzeme ve 140 kişilik arama kurtarma ekibini Türkiye'ye göndermişti. Bakü'den havalanan uçaklar, taşıdıkları ekipler ve yardım malzemeleriyle deprem günü Van Havaalanı'na indi. İlk uçakta özel kurtarma köpekleri, özel kesme, kaldırma, kırma ve çıkarma aletleri yer alıyordu. Diğerinde ise 2 özel sahra mobil mutfağı, 150 çadır, 2.500 battaniye ve 750 yatak tulumu. Depremin üzerinden 24 saat geçmeden yardım malzemeleri taşıyan bir Azerbaycan uçağı daha geldi. Gece gündüz çalışan Azerbaycan ekipleri bir kadını enkazdan sağ kurtararak yardımlarını taçlandırırken, 20-25 yaralıyı da Bakü'ye götürme kararı aldılar. Aslında bu, tam da Haydar Aliyev'in ilişkilerimizi anlatmak için söylediği 'Bir millet, iki devlet' anlayışının gereğiydi.
Kardeşlik adına gurur veren bu tabloyu daha muhteşem yapan ikinci nokta ise savaş, işgal, iç kargaşa ve ekonomik zorluklarla yola çıkan Azerbaycan'ın bağımsızlığının 20'nci yılını kutladığı bugünlerde başkalarına, hem de en hızlı biçimde yardım edecek güçlü bir konuma gelmesiydi. Gerçekten de her biri bu mevsimde bağımsızlık yıldönümlerini kutlayan Türk cumhuriyetleri, büyük yeraltı ve yerüstü zenginliklerine rağmen ilk yıllarda içinde zoraki yaşadıkları eski sistemin yıkılması ve yerine yeni sistemin konulmasındaki güçlüklerden dolayı karşı karşıya kaldıkları büyük sorunlarla yer etmişlerdi zihinlerde. Bir yandan devlet inşa ederken bir yandan da tahrip edilmiş kimlik inşa etmenin hala bazı zorluklarını yaşasalar da Azerbaycan'ın gönderdiği bu yardım, kardeş cumhuriyetlerin düne göre aldıkları mesafeyi gösteren bir milat gibiydi. En azından benim gözümde sembolik değeri büyük bir adımdı bu. Dün yardım talep eden, iğneden ipliğe her şeye ihtiyaç duyan bu ülkeler, yardım eden, yatırım yapan ülkeler konumuna gelmişti.
Gerçekten de topraklarının yüzde 20'sindeki işgale, 1 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapmasına rağmen Azerbaycan, Kafkasların yükselen yıldızı olmuştu. Güney Kafkaslardaki toplam ekonomik büyüklüğün yüzde 83'ü Azerbaycan'a aitti. Sadece son 8 yılda, milli geliri 3 kat, petrol sektörü 2 kat, devlet bütçesinin gelirleri 9 kat, öz kaynağa dayalı yatırımları 3 kat, dış ticaret hacmi 5,4 kat, stratejik döviz rezervleri 19 kat artmıştı. Hâlâ alması gereken önemli mesafeler vardı ama BM İnsani Gelişmişlik sıralamasında 2005'te 101. sırada iken 67. sıraya yükselmişti.
Değişen çehresiyle yeni Azerbaycan'ı tanımak için Türkiye'de tertip edilen Azerbaycan Haftası etkinlikleri iyi fırsat. 25-28 Ekim tarihlerinde Erzurum, Trabzon, Kars ve Iğdır'da düzenlenecek programlarda iki ülke ilişkileri, süren Ermeni işgali, Azerbaycan dış politikası gibi pek çok konu iki ülke aydınlarınca tartışılacak. Hem gönderdiğin yardımlar hem 20'nci bağımsızlık yılın için tebrikler Azerbaycan!