Bambaşka bir Bakü...

Ajda PEKKAN 07.07.2013
Bu hafta 3 günlüğüne Azerbaycan’daydım, en son gittiğimin üzerinden tam 9 yıl geçmiş, bambaşka bir Azerbaycan gördüm.
Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Bakanı Ebulfez Karayev ve Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi Başkanı Hicran Hüseynova, Türkiye’de sanat ve kültüre katkılarımdan dolayı ödül vermek için davet ettiler beni.
Aynı törende Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca da, Azerbaycan’ın tanıtımına katkıda bulunduğu için ödül aldı.
Bakü, modern Avrupa şehirlerini aratmayacak bir düzeye gelmiş. Oteller, yemyeşil parklar, geceleri gündüz gibi aydınlatılan meydanlar, en lüks mağazalar, tamamı elden geçirilen binalarıyla Bakü’ye tek kelimeyle hayran kaldım. Sadece görüntü olarak değil insan kalitesiyle de Azerbaycan çok değişmiş.
Herkes birbirine saygılı, kimse trafikte kornaya basmıyor, ara sokaklarda bile yerlerde tek bir çöp yok. Kafkas Üniversitesi’ni ve Türk işadamları tarafından kurulmuş Çağ Eğitim Kurumları’nı da ziyarete gittim. Gençlerin imkanlarına şahit olup çok şaşırdım.
Bizim zamanımızda kara, şimdilerde beyaz olan tahta yerine Mac bilgisayarlar var duvarlarda.
Buradan mezun olacak çocukların gözlerindeki ışıltı dünya barışına katkıda bulunacak imajını verdi bana... Ve o geleceğin çok parlak olduğunu söylemeliyim.
Üniversitenin bana hediye ettiği plakette Atatürk ve Haydar Aliyev’in sözleri yer alıyordu...
Ulu önder Atatürk “Azerbaycan’ın sevinci sevincimiz, kederi de kederimizdir” derken, Aliyev “Biz bir millet, iki devletiz” demiş...
Bu kadar etkilendiğim Azerbaycan için ben de çok rahat “artık ikinci vatanım” diyebiliyorum...

Şehitlikte bir gün
Bakü’deki Türk şehitliğini ziyaret etme fırsatım oldu.
Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Bakanı Ebulfez Karayev ve Milletvekili Ganire Paşayeva ile birlikte ziyaret ettik şehitliği...
Türk şehitliğinin üzerine toz kondurmuyorlar.
O kadar temiz, o kadar düzenli ve pırıl pırıl ki bir Türk olarak gurum duydum ve şükranlarımı ilettim yetkililere.
Azerbaycan’ın milli lideri Aliyev’in ve eşinin mezarını da ziyaret edip çiçek koydum.
Sadece devlet büyüklerine ve bizim şehitliğimize değil kendi kaybettikleri büyük santçıların mezarlarına da aynı özeni gösteriyorlar. Hepsinin heykelleri var ve pırıl pırıl mezarları.
Sanatçıya gösterilen bu saygıyı kıskandım, ne yazık ki bizde yok bu...
Milletvekili Ganire Paşayeva ile de yakın dostluk kurduk, işini candan ve severek yapıyor, her şeye koşturuyor.
Misapirverliği için bir kere de buradan teşekkür ederim.
Yine gideceğim
2012’de Eurovison Şarkı Yarışması’nın yapıldığı Kristal Salon’u da gezme fırsatım oldu.
Besteci Aygun Samedzade ve Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Toplumsal ve Siyasi İşler Şube Başkanı Ali Hasanov’la tanışma fırsatım da oldu bu sırada.
Bakü’nün pek çok yeri gibi Kristal Salon da etkileyici...
Bu binanın önüne dikilen bayrak direği 162 metre yüksekliğindeymiş.
Bu direğe çekilen 35 metreye 70 metre ebatındaki bayrağın ağırlığı ise 350 kiloymuş.
Bu özellikleriyle Guinness Rekorlar Kitabı’na bile girmiş.
Sonbaharda çok büyük bir konser vermek için bir kez daha davet ettiler beni Bakü’ye.
Şimdilik tam tarihini bilmiyorum ama bundan sonra Bakü’ye çok daha sık gideceğim kesin.
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=23670449

Bu blogdaki popüler yayınlar

Özəl və dövlət ali təhsil məktəbləri arasındakı fərq

Ən yüksək keçid balı Qafqaz Universitetinin birinci qrupuna daxil olan kompüter mühəndisliyi ixtisasındadır

VİCDAN SUSTUĞUNDA : Download PDF