"Şergin ve gerbin Türk dilinde yazan şairleri ve şeir dostları Bakı'da 'Türk dilinin 8. beynelhalk şeir merasimi'nde görüşecekler." Azeri Türkçesiyle söylenmiş bu ifade, 29 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen 'Türkçenin 8. Uluslararası Şiir Şöleni' davetiyesinden alınma.
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından iki yılda bir farklı ülkelerde gerçekleştirilen ve Türk dilinde yazan şairleri buluşturan Şiir Şöleni, bu yıl Azerbaycan Yazıcılar Birliği ve Kafkas Üniversitesi işbirliğiyle Bakü'de konakladı. Şölende ülkeleri ayrı, dilleri aynı şairler tarafından karşılıklı şiirler okundu, şiir atölyeleri gerçekleştirildi. Her yıl üç büyük şair adına verilen ödüllerden Genceli Nizami Ödülü'nü Türkiye'den Atilla Maraş, Ahmet Haşim Ödülü'nü Kosova'dan Zeynel Beksaç, Hüseyin Cavid Ödülü'nü Türkmenistan'dan Orazdurdu Yağmurov aldı.
13 ülkenin şairleri Bakü'de buluştu
Uluslararası Şiir Şöleni'nin açılış töreni Azerbaycan Rus Dram Tiyatrosu'nda gerçekleşti. TYB Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz, yaptığı konuşmada (Azerbaycan'daki söylenişiyle çıkışta), şiir şölenlerini dünyada Türkçe yazan şairleri bir araya getirmek ve aralarında kültür alışverişi yapmak maksadıyla gerçekleştirdiklerini söyledi. Azerbaycan Yazıcılar Birliği Başkanı Anar, "Ülkeler arasında serhatları, sınırları devletler koyar, şairler ise yıkıp kaldırırlar. Türkiye ile Azerbaycan arasında söz sınırı yoktur. Dostum Yavuz Bülent Bakiler'in bir sözü var: 'Azerbaycan yüreğimde bir şahdamardır.' Ben de derim ki: 'Türkiye yüreğimde bir şahdamardır." dedi. Türkiyeli girişimciler tarafından Bakü'de açılan Kafkas Üniversitesi'nin rektörü Prof. Dr. Ahmet Saniç, dünyanın yeniden gönüle ihtiyacı olduğunu vurguladı. TYB'nin onursal başkanı D. Mehmet Doğan ise Yunus'un "Keleci bilen kişinin yüzini ağ ide bir söz/ Sözi bişirip diyenin işini sağ ide bir söz' mısralarıyla başladığı konuşmasında binlerce yıllık dil yükünü taşıyan şiir şöleni kervanının ipekten yumuşak, demirden sert, kılıçtan keskin, altından değerli bir yük taşıdığına dikkat çekti. Doğan, "Bugünle yetinmeyelim, günlük siyasete kapılmayalım, dünü iyi bilelim, yarını gözetelim. Geniş ufuklara bakalım. Herkesin beraber olmak için müşterekler aradığı, bulamayınca icat ettiği bir dünyada farklılıklar, zıtlıklar bulmak için vakit harcamayalım." dedi.
D. Mehmet Doğan, Azerbaycan Yazıcılar Birliği Başkanı Anar'dan TYB'nin Ankara'daki merkezine asmak için bir de bayrak istedi. Bayrak krizinin hemen akabinde gerçekleşen şiir şöleni, duygusal anlara da sahne oldu. İki ülke milletvekilleri yaptıkları konuşmalarda Türkiye ile Azerbaycan arasındaki dostluğa dikkat çektiler. Konuşmalarda 1918 yılında Azerbaycan'ın istiklali için Nuri Paşa idaresinde mücadele eden ve pek çoğu bugün 'Şehidler Hıyabanı'nda yatan Türk askerleri rahmetle anıldı. Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye'ye 'Yardım için bizim elimizden bir şey gelmiyor, ama cuma günü dilendiğimiz paraları size göndereceğiz.' diye mektup yazan Bakülü dilenciler yâd edildi. Şiir şöleninin açılış konferansını veren Prof. Dr. Yavuz Akpınar, Azerbaycan ve Türkiye'nin edebî ilişkilerini anlattı. Şiir okumaları ise Atatürk Kültür Merkezi ile Kafkas Üniversitesi'nde yapıldı. Şölene Türkiye'den Şeref Akbaba, Hüseyin Akın, Mehmet Aycı, Ali Ayçil, Mustafa Aydoğan, Arif Dülger, Bahattin Karakoç, Hicabi Kırlangıç, Metin Önal Mengüşoğlu, Osman Özbahçe, Mustafa Özçelik, Ahmet Murat Özel, Ali Ural, Yasin Hatipoğlu, Rıdvan Canım, Talip Işık gibi şairlerle birlikte Azerbaycan, Türkmenistan, Almanya, Hollanda, Kıbrıs, Yunanistan, Kırım, İran, Çuvaşistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kosova'dan Türkçe yazan şairler katıldı. Değişik ülkelerin şairleri, geldikleri coğrafyaların şiveleri ve edebi zevkleri kadar düşünce dünyalarını da taşıdılar Bakü'ye. Bunca farklı kültürün kaynaşmasından ortaya çıkan ise 'Sizi bir erkek ve kadından yarattık. Birbirinizi tanımanız için de boylara ve kabilelere ayırdık.' beyanının ifade buyurduğu muhabbetti. Şiir şöleninin muhabbet kervanı iki yıl sonrası için yönünü Kosova'ya çevirdi. ZAMAN